İçindekiler
Keratokonus gözün en ön kısmında bulunan kornea dokusunun ilerleyici bir hastalığıdır. Kornea saydam olup göze gelen ışığın kırılıma uğradığı ilk kısımdır. Korneadan kırılan ışık göz içine girer, göz içindeki doğal lenste ikini bir kırılmaya uğrayarak gözün arka kısmında bulunan retina üzerine odaklanır. Gözün toplamda kırma gücü 63 derece kadar olup bunun ortalama 43 derece kadarı korneada oluşmaktadır. Dolayısıyla kornea, görme açısından son derece önemli bir dokudur.
Keratokonus Hastalığında Anormal Olan Durum Nedir?
Korneanın normalde sferik yani dairesel bir şekli vardır. Yani korneanın yüzey eğriliği yaklaşık olarak bir dairenin eğriliğini anımsatır. Keratokonus hastalığında ise dairesel olan şekil bozulur. Kornea öne doğru bombeleşir ve yandan bakıldığında koniye benzer bir şekle bürünür. Keratokonus kelimesindeki kerato- kelimesi kornea anlamına gelir. -konus ise koni anlamındadır. Yani keratokonus, korneanın koni gibi olması anlamına gelmekte olup son derece doğru bir tanımlamadır. Peki kornea neden koni gibi olmaktadır ve koni gibi olunca ne olur? Devam edelim…
Keratokonus Hastalığı Neden Ortaya Çıkar?
Keratokonus hastalığında korneanın iç yapısı olması gerekenden zayıftır. Bu zayıflık sonucu kornea sferik yani dairesel yapısını koruyamaz ve öne doğru bombeleşmeye başlar. Kornea dokusunun iç zayıflığının az olmasının genetik ve çevresel nedenleri vardır. Bu durumu temeli sağlam olmayan bir binaya benzetebiliriz. Böyle bir bina nasıl her an yıkılabilirse, iç sağlamlığı zayıf bir korneanın yapısı da bozulabilir.
Risk Faktörleri
- Aile Hikayesi. Keratokonusu olan kişilerin 1/10’unun aile fertlerinden en az birinde keratokonus hastalığı vardır. Dolayısıyla genetik yönü olan bir hastalıktır.
- Sık sık göz ovalayan kişilerde keratokonus hastalığı daha sıktır.
- Tavuk Karası Hastalığı (Retinitis Pigmentoza), Down Sendromu, Ehlers Danlos Sendromu ve allerjisi ve saman nezlesi olan kişilerde keratokonus hastalığına daha sık rastlanmaktadır.
Keratokonus Belirtileri Nelerdir?
Hastalığın belirti ve bulguları şiddet ile ilişkilidir.
- Bulanık görme
- Işığa hassasiyet. Bu durum özellikle gece araba kullanırken kişiyi rahatsız edebilir.
- Gözlük derecelerinin hızla artması ve fakat gözlükle bile iyi görememe
- Görmede ani azalma bazen ortaya çıkabilir.
Keratokonus Hastalığına Tanı Nasıl Konulur?
Keratokonus hastalığının erken tanısında hekimin rolü büyüktür. Ama maalesef hastalar sık muayene olsalar da keratokonus erken dönemde bazen ortaya konulamamaktadır. Ancak tam tersi de mevcuttur. Hekim muayenedeki bazı bulgulardan hareketle henüz çok erken aşamada keratokonus hastalığına tanı koyabilmektedir. Erken tanı çok önemlidir, çünkü erken tedavi ile hastalığın ilerlemesini tamamen durdurmak mümkündür.
Göz muayenesinde bir gözü az gören hastalara bazen göz tembelliği denilebilmekte ve keratokonus hastalığı atlanabilmektedir. Bu durum az rastlanan bir durum değildir. Hatta bazen hastanın görme seviyesi 0,1-0,2’lere kadar inmesine rağmen yanlış tanı konulan hastalarla karşılaşıyoruz.
Keratokonus tanısında hekimin şüpheci olması önemlidir. Kişinin göz derecesinin artması ve fakat gözlükle bile görme seviyesinin tam olmaması, ışıktan rahatsızlık hissetmesi gibi durumlar hekimi şüphelendirmelidir. Bunun yanında hekimin muayenede basit bir şekilde uygulayacağı retinoskopi denilen muayene yöntemi ile hiç bir tetkik yapılmasa bile bir çok keratokonus hastasına tanı konulabilmektedir.
Keratokonus hastalığının tanı ve takibinde en önemli tetkiklerden biri de kornea topografi testidir. Kornea topografi testi ike korneanın ön ve arka yüzeylerinin çok ayrıntılı bir haritası çıkarılır. Keratokonus tanı ve takibinde altın standart bir testtir.
Keratokonus Tedavisi
Keratokonus hastalığının tedavisi ilerleme derecesine bağlı olarak değişmektedir. Başlıca tedavi yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz.
- Cross-Linking (Çapraz Bağlama): Korneal çapraz bağlama tedavisi korneanın iç sağlamlığını artırarak hastalığın ilerlemesini durduran, pratikte sık uyguladığımız tedavi yöntemlerinden biridir. Korneal cross-linking tedavisi için korneanın çok fazla incelmemiş olması gerekmektedir. Kornea hastalığın şiddetine bağlı olarak çok fazla inceldiğinde cross-linking işleminin kalıcı görme kaybı risk artmaktadır. Bu nedenle kornea kalınlığı 400 mikronun altına düştüğünde uygulanmamaktadır.
- Kontakt Lensler: Keratokonus kornea yüzeyini bozan bir hastalık olduğundan görme seviyesini azaltmaktadır. Keratokonusta kullanılan sert kontakt lensler, skleral lensler ya da hibrit lensler kornea yüzeyini düzetirler ve belirgin görme artışı sağlayabilirler.
- Kornea Nakli (Keratoplasti): Hastalığın en ileri aşamasında belirgin görme azalması ortaya çıkabilir ve bu durumlarda kornea nakli gerekebilir. Keratokonus hastalığında tam kat ve yarım kat (DALK) kornea nakilleri yapılabilmektedir.
Geri bildirim: Keratokonus - Lazer ve Çapraz Bağlama Tedavisi - Video